top of page
  • Yazarın fotoğrafıBuket Başer

Ukrayna’ya vize gelir mi?


Bir ülkeye Türk vatandaşı olarak vizesiz gitmek iyi bir şey mi çok da emin değilim artık... O kadar yol gittikten sonra “buraya niye geldin?” diye saatlerce pasaport kontrolde sorgulanacağıma, Türkiye’de tüm soruları önden cevaplayıp, misler gibi bekletilmeden vizemle girerim daha iyi.  “Şimdi nereden çıktı bu?“ derseniz cevabım “Ukrayna’dan...“ olacak.  Birkaç gün önce yedi kişilik bir ekip Ukrayna’ya gitmek üzere yola çıktık. Biletler THY olunca mecburen yeni İstanbul Havaalanını da görmüş olduk. Gerçekten çok büyük ve görkemli bir yermiş.   Sabaha karşı zifiri karanlıkta arabayla giderken, yeni havaalanı yolun sol tarafında güneş gibi doğuverdi. Öyle bir aydınlatma yapmışlar ki arabayı kullanırken gözümü kısmak zorunda kaldım. Havaalanının kendi kadar kocaman bir de otoparkı var. Ancak otopark fazlasıyla boş, bu da yeterince yolcu olmadığını düşündürdü.  Yeni havaalanı çok büyük ancak pasaport kontrolden en uzaktaki kapıya yürüyüş süresi maksimum16 dakika. Başka yerlerde yazılıp çizildiği gibi saatlerce yürümek gerekmiyor. Bu durumu ispatlamak istercesine alan içindeki tabelalara “Yürüyüş süreleri” bilgilendirme amaçlı yazılmış, herkes görüyor, ona göre oyalanıyor.  Havaalanı bu kadar boş olduğu halde bizim Ukrayna uçağımız bir saat rötar yaptı. Sebebini anlayamadık, belki önüne kuş sürüsü çıkmıştır belki de rüzgârdan inememiştir. Konuyla ilgili bir açıklama yapılmadı.  Uzun zamandır THY ile yurt dışına uçmuyor muyum neyim, verdikleri yemekler de çok zayıf geldi gözüme. Kırmızı ruj sürmeleri yasaklanan hosteslerimiz de görmeyeli kilo almış, tam da arzu edildiği gibi hiç ilgi çekici değillerdi!  Neyse konumuz ne yeni havaalanı ne de THY.  Yaklaşık 1,5 saatlik uçuştan sonra Ukrayna - Lviv’e indi uçağımız. Alışılageldiği üzere en tatlı yüz ifademizi takınarak pasaport kontrole yanaştık. Önden ben gitmiş bulundum. Pasaport kontroldeki güvenlik görevlisi mavi donuk gözlerini gözlerime dikerek klasik sorular sormaya başladı.   “İlk defa mı geliyorsun? Otel rezervasyon kâğıdın nerede? Dönüş biletini göster bakalım...”   Buraya kadarki kısmını, bu belgeleri zaten önceden verdiğimiz vizeli giriş yapılan ülkelerde bile yaşayabiliyorduk.  İşim bitince çıkışa yöneldim, ancak kapıdaki güvenlik görevlisi önüme geçip beni başka bir tarafa yönlendirecek gibi oldu. Durumu gören pasaport görevlisi, diğerine anlayamadığım bir şeyler söyledi. Her ne söylediyse güvenlik fikir değiştirerek çıkmama izin verdi.   Ancak grubumuzdaki herkes benim kadar şanslı değildi. Bizim gruptan dört arkadaşımızın, toplamda aynı uçakla geldiğimiz 15-20 kişinin çıkmasına izin vermediler. Tam 1 saat 30 dakika boyunca ayakta beklediler, iki kez sorgulandılar. Bazılarının ceplerindeki paraları sayıp, fotoğraflarını çektiler, bazılarının on parmağının parmak izini aldılar.   Sorgudan henüz çıkan sarışın, mavi gözlü bir kadına kız arkadaşım gülerek laf attı.  “Siz zaten onlardan gibi duruyorsunuz. Sarı saç mavi göz, sizin neden geçmenize izin vermediler?”  Kadın da gülerek cevap verdi “Bacak boyum yetmedi herhalde.”  Başka bir Türk çıkışta diğerlerini beklerken bize söylenip durdu. “Şu sorgu sırasında bekleyen beyaz gömlekli adam var ya o 15 sene belediye başkanlığı yaptı. Bu utanmazlar onu bile almadılar, hükümetin yaptığı hataların faturasını böyle ödüyoruz işte, yazıklar olsun!”  Yarımız içeride, yarımız dışarıda 1,5 saatlik sinir bozucu bekleyişten sonra bizim ekibin diğer üyeleri de sağ salim çıktılar.   Adamlar bu davranışla bir anlamda Türklere “Ülkemize gelmeyin!” mi demek istiyorlardı? Bu şekilde ülkeye giren bir ziyaretçi, hele ki ilk kez geliyorsa buraları nasıl sevecekti?  Bizi almak üzere havaalanına gelen, yaklaşık 2 saattir dışarıya çıkmamızı bekleyen bir bey, moralimiz düzelsin diye bizi çikolatalarla karşıladı.  Hemen sorduk tabii Türklere neden bu kadar kötü davranıldığını. O da 2 Ocak 2019 tarihinden bu yana içeriye girişin neden zorlaştırıldığını anlatmaya başladı.  Avrupa Birliğinin tespitlerine göre Türkiye’den gelip Ukrayna üzerinden Avrupa’ya kaçak giriş yapan mülteci sayısında ciddi bir artış olmuş.  2017 yılında Schengen ülkelerine vizesiz giriş hakkı alan Ukrayna, o zamanlar Avrupa açısından oldukça güvenli bir ülke sayılıyormuş. Ancak Türk vatandaşlarının vizesiz girebildiği Ukrayna’da sahte kimlik çıkaran kaçak mülteciler, Ukrayna üzerinden Avrupa’ya dağılmaya başlayınca işler değişmiş.   Ağırlıklı olarak Suriyelilerden oluşan bu kaçak mülteciler, geçen sene “Ukrayna Milli Futbol takımıyız” diyerek sahte Ukrayna kimliğiyle İtalya’ya gidince iyice olay olmuş.  Durum böyle olunca ülkeye giriş yapmaya çalışan Türk vatandaşlarını didik didik sorgulamaya başlamışlar. Ülkeye ilk kez girmek, pasaportta hiç Schengen vizesi olmaması, üzerinde 1000 dolardan fazla para taşımak şüpheyi artırıyormuş.   “Sadece aramayı mı sıkılaştırdılar, yoksa gerçekten Ukrayna’ya alınmayıp Türkiye’ye geri gönderilen oluyor mu?” diye sorduk merakla.  300 avroluk ucuz turlarla üzerinde 4000 avro ile gelenleri “Senin niyetin buradan Avrupa’ya geçmek” diyerek Türkiye’ye geri gönderdikleri de oluyormuş.  “Demir Perde” den sonra Poroşenko’nun “kağıt perde” olarak tanımladığı vize uygulamasının kalkması Ukrayna için fevkalade bir gelişme. Ancak bazı Türk vatandaşlarının bu durumu kaçak göç amaçlı kullanmaya başlaması Ukrayna ve Avrupa için büyük tehlike oluşturuyor.  2 Ocak 2019 itibarıyla AB’nin uyarılarıyla Türkiye’den Ukrayna’ya girişin sıkılaştırılmasını sebebi de buymuş işte.  Ukrayna Avrupa ailesine geri dönmeye çalışıyorken Türkiye çelme takıyor anlayacağınız! Böyle giderse yakında Ukrayna’ya da vize uygulaması gelir, benden söylemesi.  Sevgiyle kalın, 



16 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Lviv

bottom of page