top of page
  • Buket Başer Nişel

7 çocuklu mavi yolculuk


Tuncay kaptan çıkarabildiği en otoriter sesle tekne kurallarını anlatmaya başlar.

Kural 1: Klozetlere tuvalet kağıdı atmak yok,

Kural 2: Tekne seyir halindeyken koşturmak yok,

Kural 3: Yelkenlerin ipleriyle oynamak yok vb.

Anlaşılmayan bir şey var mı? Büyükler anladı da ya çocuklar? 5'i erkek olmak üzere 7 çocukla başladık yolculuğa. Çocukla mavi yolculuğa çıkılır mı çıkılmaz mı anlayacağız.

Miço Demir

Yaşça en büyük ve mavi yolculukta en tecrübeli Demir(11) kaptan'ın miçosu. Çapayı çekmekten, dümeni tutmaya, halat kontrolden denizden su çekmeye her şey onda. Baktık her şeyi yapıyor biz de başladık ondan yardım istemeye. Demir deniz yatağını kurtar, Demir çocukları yemeğe çağır vb. Bayıldık biz Demir'e. Çok çocuklu bir mavi tura gidiyorsanız en büyük çocuğa çok iş düşüyor. Önceden çocuğu bilgilendirmek gerek ki sonradan arıza yapmasın. Demir'in hakkını vermek gerek. 10 numaraydı bu konuda.

Gözünü sevdiğim Ipad

Kaptan seyir halinde koşuşturmak yok dedi diye çocuklara gidin önde oturun sessiz sinema filan oynayın dedik. 7 çocuk hem de 5'i erkek oturur mu kuzu kuzu? Bir öne gittik ki kılıç savaşları başlamış. Yelken'in ipine asılandan tut da akrobatik hareketler yapana her şekil var. Derhal çıkarttık sakinleştiricileri (Ipad) sen sağ ben selamet!

Pikeyi çekelim, güverteden düşelim

Neredeyse tüm babaların alerjisi var Ipad'e. Çocuklarla yeterince zaman geçirmediklerinden mi, yoksa analar keyiflerine daha düşkün ondan mı bilmem. Yine tekne seyir halindeyken Ipad'ler çıkmasın diye babalardan biri ben önde çocuklarla oturayım dedi. Biz de bayanlar arkada keyif yapıyoruz. Bir ara öne gidip bakasım tuttu. Bizim anti-Ipad'çi babalardan biri çocukları 2'ye ayırmış. Ortada zavallı bir pike. Pikenin bir ucuna bir grup diğer ucuna diğer grup asılıyor. Bir grup pikeyi bırakınca diğer grup denize uçuyor. Ne kadar güvenli değil mi?

Röntgencilik oyunu

Çocuklar mavi turda gerçekten çok eğleniyor. Gündüzleri şnorkelleri takıp caretta carettadan palyaço balığına, deniz kestanesinden ahtapota her türlü deniz canlısını ekibimizin baş dalgıcı İlter Kanat rehberliğinde inceliyorlar, Akşamları Ipad’leri kaldırın dediğimiz anda ise yaratıcı ve anaları bağırtıcı oyunlar başlıyor. Yine o günlerden birinde çocuklar kabin pencerelerinin güverteye açıldığını keşfedince röntgenciliğe başlıyorlar. Durumu fark eden Tuncay kaptan çocukların hepsine tekneyi temizleme cezası veriyor. Biri kova ile denizden su çekiyor, diğeri yerleri fırçalıyor, bir diğeri ise camları siliyor vb. İşi biten kaptana geliyor, yeni temizlik görevi istiyor. Herkes şaşkın. Güya cezaydı bu. Çocukların hepsi mest olmuş durumda. Siz siz olun ilk günden teknedeki temizlik sorumluluğunu çocuklara verin.

Zifiri karanlıkta denize girmek

İtiraf ediyorum içinde benim de olduğum teknedeki bazı ana babalar hayatta gece suya girmeyiz diye atıp tutuyorduk. Ancak bir gece zifiri karanlıkta çocukların hepsi suya atlayınca peşlerinden girmek zorunda kaldık. Bundan böyle; ondan korkarım, bunu asla yapmam diyen ne olsun!?!

Antik kent Simena

Kekova - Simena Kaleköy Çocuklu mavi tur

Büyük oğlum Berk Kekova’ya gideceğimizi duyduğundan beri yazı orada geçiren sınıfı arkadaşı Kaan Hızlan’ı görmek için yanıp tutuşuyor. Kaan’lar Simena’da (Kaleköy) kalıyor. Kaleköy bir ada. Teknedekilerin affına sığınarak bota atlıyoruz. Tuncay kaptan botun direksiyonunu Berk’e veriyor. Berk mest! Vitesi arttırdıkça arttırıyor nerdeyse uçacağız tekneden. Şükür tek parça varıyoruz adaya.

Burası cennetten bir parça. Pırılı pırıl bir su. Kıyısında caretta carettalar oturuyor sakince. Neredeyse kafalarını seveceğiz. Kıyısında bir lahit. Çevresinde yüzüyor herkes. Daracık patikaları, evleri her şeyi çok sıra dışı, çok etkileyici. Berk iyi ki Kaan’ı göreceğim diye tutturmuş. Bayıldık resmen buraya. Ama ziyaretin kısası makbuldür. Kaan’ın annesi Tuğba’nın tavsiyesi ile adadan ayrılıp Karalos’a gidiyoruz. Orası da ayı bir cennet 7 çocuk sanki o teknede değil, hepimiz huzura eriyoruz Karalos’a varınca.

Artık iyice alıştık tekneye. Kimsenin kabini kullandığı yok. Çoluk çocuk güvertede uyuyoruz. Her gece bir sürü yıldız kayıyor. Hava kirliğinden, gürültüden, ışıklardan uzak harika bir tatil yapıyoruz. Hem de 7 çocuğa rağmen…

Bu tatilde ne anladım?

Öncelikle Ipad'ler candır. Hayat kurtarır.

Her çocuklu mavi yolculuk grubuna sorumluluk sahibi bir büyük çocuk gerekir.

Denizde çocuklar babalara emanet edilmezse daha güvenli olur. Dikizlenmemek için kabin perdeleri daima kapalı tutulmalıdır. Ve gelelim en önemlisine; Zaten biliyordum ama sizinle de paylaşayım dedim. Muhteşem dostlarım var benim. Sevgili Şengörler ve Kanat’lara bizi davet ettikleri için milyonlarca teşekkürler…İyi ki varsınız…

Temmuz 2016 / Buket Nişel

140 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Bozburun

bottom of page